Hep bir gün gelecek denilen , beklenilen o son güne yaklaştığımızı bilmek beni ne kadar heyecanlandırsa da buruyordu içimi bir yerde … Çünkü dönüşü olmayan bir vedaydı bu . Lise hayatımın bitişiyle hissetmeye başlamıştım büyüdüğümü , serin serin yüzüme çarpan ayrılık duygusuyla …
Okulun ilk dönemleri asi olarak bilinen bizler , son dönemlerine doğru anlaşıldık …Dostunu ,düşmanını ,acıyı , heyecanı hep aynı sınıfta , aynı arkadaşlarla öğrendik .Yeri geldi birbirimizden nefret ettik ama affetmeyi de bildik …Okul sadece ; Edebiyat , Tarih , Coğrafya değilmiş bunu öğrendik …Özlemeyi öğrendik , paralarımızı paylaşmayı , simitlerimizi bölüşmeyi ve gözyaşlarımızı samimiyetle silmeyi … Kimi gün okula gelmekten nefret ettim ama şimdi anlıyorum neler kaçırdığımı. Keşke bitmese diyorum . Giydiğim üniformayı , tahtanın önünde duran renkli tebeşirlerle şarkı sözleri yazmayı , sabah sıraya girmemek için tuvaletlere saklanmayı , sınavlarda kopya çekmeyi ve yakalanmayı , dersleri kaynatmayı , ders bitimine 5 dakika kala 300 ‘ den geri saymayı ,doğum günleri yapmayı , başkaları için telaşa girmeyi ve bazen arkadaşım üzülürken ona attığım umursamaz bakışlarımı özleyeceğimi öğrendim . Hepimiz birbirimizle çok şey paylaştık ve ortadaki bu pastadan hepimiz birer dilim aldık . Bedelini beraber ödedik , bu pastayı beraber yaptık . Kimimiz keki , kimimiz kreması , kimimiz çikolatası olduk . Aramızdan ayrılanları unutmadık , yanımızda olup aramızda olmayanları da …
Evet bizler gidecektik . Geride sadece duvarları bize göre dolu ama koca okula göre bomboş olan anılarla dolu bir sınıf , tahtaya yazdığımız SON ‘ elveda ‘ yazısından kalma kırık bir tebeşir ve artık dosyalarda solacak olan resimlerimizi bırakacaktık .Bize her duyguyu yaşatan koca 4 yılı kimimiz hüzün , kimimiz eğlence ve kimimiz başarılarımızla hatırlayacaktık . Ve ben şimdi şimdi anlamaya başlamıştım attığım her küçük adımın beni büyük SON ‘ lara götüreceğini .Okul hayatım bitmişti ama hayat okulum daha yeni başlıyordu . Ve ben böylesine zor bir maratona hazır mıydım hiç bilmiyordum … İnsanlar istedikleri kadar yaşar aslında , biten sadece okul hayatımız … Sonrası bizim elimizde . 1 saat kadar uzun ve 1 saniye kadar kısa geçen bu 4 yıl , hepimizin bitmez dediği ve gözünde dağlar kadar büyüttüğü koca 4 yıl bitti işte . İster her şeyi siler atarız , ister hayat okuluna yeniden başlarız . Kazandıklarımızı ve kaybettiklerimizi bize en iyi gösteren , öğretmenlerimizin en gizli ceplerinde gezen ve bizlerin hiçbir zaman barışık olamadığı ‘’NOT DEFTERİ’’ okul hayatımızın son notlarını vermişti artık bizlere . Bu gamsız hayatın nasıl bir defteri vardı kim bilir ??? Ve bizlere öğretmenlerimizin verdiği kadar adil notlar verebilecek miydi ??? Ve her şeyden önemlisi böylesine güzel bir pasta yapabilecek miydim hayat okulumda ? Boşa soruyorum bunu kendime , biliyorum ki bu pastanın tadı hep damağımda kalacak … Yiyeceğim hiçbir pasta bu kadar güzel bir tat vermeyecek bana …
Benim geç fark ettiğim okul hayatımın kıymetini sizler iyi bilin . . . Hayat okulunuza ‘ KEŞKE ‘ ler yerine ‘ İYİKİ ‘ lerle başlayın . Belki çok iyi notlar alamazsınız okulda ama hayatın size tokat gibi çarpan adaletsiz notlarına tercih edersiniz , bembeyaz sayfaya yazılan koca bir 0 ‘ ı . Geriye dönüp baktığınızda gördüğünüz resim , somurtan hayal kırıklarınız yerine , sırıtan umutlarınız olsun … Çok çok iyi bilin birbirinizin değerini . Ve elinizden geldiği kadar güzel yapın pastanızı .
En az bizim pastamız kadar aratsın kendini . Sonra bir gün yeniden yapmak isterseniz bu pastadan belki ya çikolatası eksik kalır ya keki ….