Toplumun Bize Dayattıkları

Bazen ben kimine göre çok çabuk sıkılan bir insanım. Her şeyden, herkesten, her andan…
Yeni başladığım bir hobiye karşı hevesim çok çabuk gidebilir, hemen yeni bir şeyle kafamı dağıtmak isteyebilirim. Mutluluğum yerini bir anda hüzne veya gerginliğe bırakabilir. Bu çabuk vazgeçişlerimin sebebi, kaçış mekanizmamın bu olmasıdır belki de. Belki de çabucak vazgeçmemin sebebi kaos olmaması içindir; kaosu önceden yaşadığım içindir veya yaptığım şeyle tanınmak bana bir baskı yaptığı için onu bıraktığımda baskı bitecek sanmamdır. Fakat kimse bu gerçekleri görmek istemez, yerine toplumda kolayca yapıştırılacak bir etiketi seçer ve yapıştırır. Artık adım “çabuk sıkılan”dır, artık ben de kendimi öyle görmeye başlarım. Geçelim bu karamsar düşünceleri, başka şeyler denememin sebebi yeni hobiler denemeyi sevmem olabilir. Sanırım asla bilemeyeceğiz nedenini. Ortada hep bir hipotez, eleştiri olacak. Fakat insan hiç bir zaman kendisini gerçekten tanıyamayacak. İnsan hep değişir, birisine göre mutsuz birisine göre keyif almasını bilen olur. Fark ettiniz mi bilmem, birisine kendimizi tanıtırken somut gerçeklerden sonra nasıl biri olmak istiyorsak öyle davranırız. O an nasıl biri olmak istediğimize karar veririz ve bam. Her arkadaşımızdaki kendimiz birbirinden daha farklıdır, çünkü kendimizi öyle tanıtmışızdır, öyle olmak istemişizdir. Bir başka gerçek, toplumun bize dayattığı ve bizim önemsememiz gereken: Hiç bir şey gözüktüğü gibi olmayışıdır. En mutlu gözüken en çok ağlamış olandır; en çok susan en çok konuşmayı isteyendir, ilgiden kaçan en çok ilgiye muhtaç olandır. Toplumun yanılgıları, göz yumduğumuz gerçekler. Mutlu gözüken üzgünler, gerçek yüzlerini birbirinden kaçıran insanlar…
Her zaman mükemmel yazamazsın ama… Tebrik ederim geleceğin yazarıı ??
utandırıyorsunuz beni eslem hanımm <3
Çok güzel ??
<33 teşekkür ederiim
çok güzel yazmışsınn??
teşekkür ederimm <3