Nasıl anlatabilirdim ki ? Bir kalbin tek bir üflemeyle söndüğünü.
Koku…
Bir yanık, bir köz sebze, bir kağıt çöpü, bir plastik,…
Bir şeylerin yanığından çıkan bu koku, bu esinti çocuğun midesini bulandırıyor.
Çocuk kokunun nereden geldiğini anlamak için etrafına bakınıyor. ” İşte bir püf püf.”
Çocuk annesine gidiyor. Acaba annesi neden bu içinden dumanlar çıkan ve ucunda alevler olan şeyi ağzına sokuyor.
Dalıyor ,
Ağzına bir alev topu girmek üzere sıçrayarak uyanıyor.
-Anne bu ne?
Anne tedirgin
-Bir şey değil acı bir düdük sadece,
Sen sakın ağzına sokma !
Çocuk annesine sormadan vazgeçmişti
Bir alev topunu ağzına nasıl sokabilirdi ?
Anlayamıyordu, tekrar sordu.
-Ağzın yanıyor mu ? Sıcak mı ? Eğer acıysa neden ağzına alıyorsun ? …
Anne cevap vermedi çocuğun yüzüne anlamsızca bakıp başını çevirdi.
Çocuk meraklı ve içinde sorular dolu gözlerle bakmaya devam etti
Tüm anlamlara rağmen bu anlamsızlık dolu gözler,
Nasıl olabilir ? dedi, nasıl olabilir ?
Çocuk bir sağına baktı bir soluna
Bir ayrıntı, baba;
Sende mi acı bir düdük ?
Sende mi anlamsızlık ?
-Baba !?
Çocuk ısrarcı oldukça üzülüyor,
Çocuk için yollar ayrılıyor.
1
Şu koku sinirlerine dokunuyor.
Her gün ama her gün bu koku burnuna geliyor.
Kokuyla gelen anlamsızlık,
Kokuyla gelen fersiz gözler
Kokuyla gelen birçok şey
Ve çocuk dayanamaz büyürse bir gün
Bir duman, dolar ciğerlerine
Ve püf…
Uçuverir
2
Çocuk üzülür, üzüldükçe kırılır; kırılırken tutunur
Bir koca dal gibi
Mânaların en güzeline, anlamların en şereflisine
Dal üzerine yapışan dikenler çocuğun ellerinde
Kırıklarla dikenler bir olur batar yüreğine
Zehirli bir düşü yarar ikiye
Her mükâfatın bir bedeli vardır.
Öder çocuk,
Ödedikçe büyür,
Anlamların en güzelinden alır nefesini
Ve verir
Hu… diye.
” Yak sînemi âteşlere efgânıma bakma
Rûhumda yanan âteşe nîrânıma bakma
Hiç sönmeyecek aşkıma îmânıma bakma
Ağlatma da yak hâl-i perîşânıma bakma
Ağlatma ki âlâmımı tahfîfe de başlar
Ağlatma serinletmededir bağrımı yaşlar
Rahmetme sakın gerçi dayanmaz buna taşlar
Ağlatma da yak hâl-i perîşânıma bakma
Yaşlar akarak belki uçar zerresi aşkın
Âteşle yaşar yaşla değil yâresi aşkın
Yanmakdır efendim biricik çâresi aşkın
Ağlatma da yak hâl-i perîşânıma bakma ”
(Yaman Dede )
Ruhun mu ateş yoksa o gözler mi alevden?
Bilmem bu yanardağ ne biçim korla tutuştu
Pervâne olan kendini gizler mi alevden
Sen istedin ondan bu gönül zorla tutuştu
|Nihal Atsız
Direk aklıma bu dize geldi… Yüreğine sağlık güzel dostum. 🌿
Büyükler, dost dostun aynası demişler
“Kendi olmasa pervane
Anlar mı hâli pervane”
Güzel düşüncene, yüreğine, yorumuna teşekkür ediyorum. 💐Okurkaşif
Büyükler, dost dostun aynası demişler
“Kendi olmasa pervane
Anlar mı hâli pervane”
Güzel düşüncene, yüreğine, yorumuna teşekkür ediyorum. 💐Okurkaşif