Hikayeler, Kütüphane

Uçurtma

Bir uçurtmanın ipine bağlanmış yüreğim. Belki de ruhum uçurtmanın ta kendisidir. Nereye emanet edeceğimi, hangi ellere güveneceğimi bilmiyorum. O yüzden ben, deli uçurtma, ipi savruk, dolanıyorum öyle gökyüzünde. Aşağıları izliyorum. Hüzünlü bakışlar var gökyüzüne doğru, görüyorum. Yalan yanlış verilmiş sözler duyuyorum. Garip tesadüfler gerçekleşiyor aşağıda fark ediyorum. Nereye savrulduğumu bilmiyorum. Yüzüme üflenen dumanları soluyorum. Sigara külleri iplerimi tutuşturuyor. Zamanla yok olacağım belki. Ben ipi kopuk, savruk uçurtma. Nereye gideceğim belli değil, deli gibi esen rüzgârlara kapılıvereceğim, hissediyorum. Biri tutsa beni, serçe parmağıyla. Kendine gel deli uçurtma dese. Uçma öyle pervasızca gökyüzünde. Uç ama kendini bilerek uç, nereye gittiğini bilerek..dese. Yanlış yerlere gittiğimi görünce oralarda ne işin var, senin yolun başka, yokuşların başka dese. Renklerim de soluyor, eskiyerek yaşlanıyorum. Biliyorum. Renklerin önemi yok, ruhunun renklerini kaybetme, dese. Yine biliyorum ki düzelmem, yolumu bulmam imkânsız kere imkânsız. Çünkü bazı şeyler koptu ve geriye dönmek mümkün değil. Bu yüzden savrulmaya devam edeceğim. Ve bir gün elektrik tellerine takılıp orada öleceğim. Bir süre sonra sadece çocukların dikkatini çeken, ne olduğu belirsiz, yırtık pırtık bir uçurtma eskisine dönüşeceğim.

Uçurtma” ile ilgili yorumlar;

  1. Zehra özçal dedi ki:

    Çok başarılı bir yazı olmuş. Belki de uçurtma sadece özgürce uçup bulutlara değmek istiyordur?

  2. altnkayahatice dedi ki:

    Ben hikayenizi, insanın içindeki karmaşayı, etrafındakilere anlam verememe hissini, hüznünü, yıpranmış ruhunu, ruhunu iyileştirecek bir yardımı beklemesi bunlarla bağdaştırdım. Belki de sadece bir uçurtmanın hüzünlü hikayesidir. Her türlü çok güzel olmuş. Emeğinize sağlık 🙂

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir