Benden, Kimim ben?

sızlamak

” ay ışığına buğulu gözlerle baktığım bir gece daha. darbeler dört bir yandan geliyor ve durduramıyorum kanamamı. odamın ışığı sökülmüş artık fiziksel olarak da karanlıktayım, buna zaten alışkındım çünkü ruhum zaten karanlıktaydı uzun zamandır. gitme diyemediklerim her zaman benimle bunu bildiğimden beri kal demeyi bıraktım. bazı acıları ifade edecek hiçbir sözcük bulamazsınız diliniz ne olursa olsun onu sadece yaşarsınız ve kendinizi sadece siz anlarsınız. evrenseldir bazı şeyler, karanlık gibi, dünyanın neresine giderseniz gidin birileri hep yaşamın karanlık tarafındadır, çünkü onlar yaşamın renk skalasındaki  koyu tonlardır. bazı insanlar böyledir, uzaktan ışık gibi görünür başkalarına ama tüm karanlıkları kendilerinedir. birkaç adım yaklaşırsanız yardım çığlıklarını duyarsınız en derinden. kurtulmak için değil, kurtarmak içindir bu çığlıklar. kendi dilimi bilmiyorum yabancıyım, en çok da kendime. ama bir o kadar da tanıdığım aynada gördüğüme. bu yüzdendir belki anlaşılmayışlarım, aldanışlarım, ağlayışlarım… 

bazı insanlar böyledir, bildiği her şeyi terk edip gerçeklerden kaçarlar bilinmezliklere doğru. acılarından sıyrıldıklarını sanırlar her rüzgar esintisinde, acının kanatları olduğuna ve her rüzgar estiğinde acıların kanatlanıp başka birinin kalbine konduğuna inanırlar. ama ne olursa olsun izleri kalıcıdır bazı acıların, ne yağmur silebilir izlerini, ne yakıcı güneş ışığı ne de rüzgar. çünkü hiçbir şey erişemez ruhumuzda kalan izlere, hiçbir şey cesur değil acı kadar. oysa canımızı yakarken ne kadar korkaktı… oysa canımız yanarken ne kadar cesurduk, ağlarken gülecek kadar, hayata karşı “buradayım işte her şeye rağmen karşındayım” diyebilecek kadar, dünyanın en iyi oyunculuğunu sergileyip nefes alıyormuş gibi yapacak kadar. kadar ama öyle değil, o kadar değil… her zaman olduğu gibi -mış gibi, daha fazlası değil.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir