Dizi, Medya

Karantina Döneminde İzleyebileceğiniz 3 Netflix Mini Dizisi

Evde kaldığımız bu dönemlerde bolca vaktimiz oluyor. Ben de bu dönemde uzun sezonlu diziler yerine mini dizi listemi izleyerek rutinleşmeden beni sıkmadan dizi izleyeyim dedim. Son dönemde izlediğim 3 diziyi de size sahneler hakkında bilgi vermeden anlatmak için karşınızdayım. Ben en beğendiğimden en az beğendiğime göre  listeyi oluşturdum. Siz de puanlayarak listedeki sıralamayı değiştirebilirsiniz düşüncelerinizi merak ediyorum çünkü. İlk dizimizle başlayabiliriz o zaman;

 

#1 Into The Night(2020)

Dizi yayımlandığı günden beri ses getiren bir yapım oldu. Dizi, Güneş ışınları insanları öldürmeye başlıyor ve o yüzden karanlığa doğru gitmeye çalışan bir grup insanın yaşadıkları hayatta kalma mücadelesini anlatıyor. Uçakta her ülkeden birer insan var neredeyse biraz Temel fıkralarını andırsa da bana dizi baya ciddi bir yapım olarak ilerliyor. 6 bölümden oluşan dizide her bölüm bir karakterin adıyla anılıyor ve o bölümde o karakterin hikayesini daha ön planda izliyoruz. Bu karakterlerden birinin de Türk olmasından kaynaklı ülkemizde bir hayli konuşuldu. Türk karakter olan Ayaz’ı Mehmet Kurtuluş canlandırmış ve Mehmet abimiz adeta Ayaz olmak için doğmuş bir edayla canlandırmış karakteri. Ülkemizde gündem olmasının bir diğer nedeni de Türkiye’ye yönelik hakaret içermekte ve Arap benzetilmesi yapılmaktadır ancak Ayaz karakteri zaman zaman bunlara gerektiği cevabı verdiği için çok da üzerinde durmadım şahsen ben. Dizinin bir diğer eleştirilen konusu dizide mantık hataları var hem havacılık sektörü açısından hem de fizik kuralları olarak. Ancak bilim kurgu olarak nitelendirilen bir türde ben ‘gerçek’ kuralların birebir geçmesini çok beklemiyorum hani senarist bunu bu açıdan düşünerek mi yapmış yoksa danışma yetersizliği bilinmez ama bana çok batmadı. Çünkü gerçek bir olay canlandırılmıyor. Genel olarak ben diziyi sevdim ve akıcı bir şekilde izleniyordu. Bu arada mini dizi olarak nitelendirdim ancak son sahnede 2. sezon gelecek havası vardı. Bu konuda resmi bir açıklama olmadığı için bence mini dizi kabul edebiliriz.

 

#2 When They See Us(2019)

1989’da Central Park’taki tecavüz olayının 5 siyahi gence atılması ve zorla itiraf ettirilmelerini konu alan gerçek bir hikayeden uyarlanmış bir mini dizi. 4 bölümden oluşuyor uzun bir film havasında aslında dizi. Gerçek bir olay olmasından kaynaklı ve işleniş biçimden tam bir drama. Yapılan olaylar insana bir oturuyor, düşünüyorsun nasıl bunları yaşatabiliriz insanlara diye. Diziyi izlerken çocukların yaşadıkları seyirciye geçiyor o yüzden sevdiğim bir mini dizi oldu.

 

#3 The Eddy (2020)

Damien Chazelle tarafından yönetilen dizide caz müziği görmek çok şaşırtıcı olmadı. Çünkü yönetmenin La La Land ve Whiplash filmlerinde de müziğe olan tutkusunu görmüştük. Dizi 8 bölümde oluşuyor ve bir caz kulübü sahibi Elliot’un kulübü kurtarmaya çalışması ve insanlarla -özellikle kızı- olan iletişimini izliyoruz. Dizi uzun bir müzik klibi gibi caz müziğe doyuruyor gerçekten. Bölümlerde de karakterlerin ayrı ayrı hikayelerini anlatırken ana konuyu devam ettirmişler o da hoşuma gitti. (Into the Night’ta da aynı durum söz konusuydu.) Ancak 8 bölümün sonunda kurgu bende çok oturmadı. Müzik, olayın çok önüne geçti bence bu biraz da müziklerin sahnelerden önce bestelenmesinden kaynaklı olabileceğini düşünüyorum. Biraz daha yönetmenin diğer filmlerini beğendiğim için ve müziği için izlediğim bir mini dizi oldu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir