Zeynep evlerinin biraz uzağındaki parkta tek başına oturuyordu. Hava sıcaktı ve güneş batmak üzereydi. Havanın dinginliği Zeynep’in de ruh haline yansımıştı ki uzaktan kendisine doğru hızla gelen Ali’yi görünce kalp ritmi hızlanmaya eli ayağı titremeye başladı. Aşk duygusunun vücuduna etkisi böyle oluyordu Zeynep’te. Kalbi adeta bir sürü çalı çırpıyı bir araya getirip aniden ateşe vermişsin gibi yanıyor, vücudu yağmur altında kalıp ıslanmış bir kedi yavrusu gibi titriyordu. Üzerine zeytin yeşili gözleriyle aynı renkte bir gömlek giymiş saçlarını sol yana özenle taramıştı Ali. Zeynep’i parkta görmekten oldukça memnun gibi görünüyordu. Ali yavaşladı ve Zeynep’in yanına oturarak “Merhaba Zeynep. “Nasılsın?” diye sordu. Zeynep’in heyecandan dili tutulmuştu sanki. Midesi bulanıyordu. Ali’ye belli etmemeye çalıştıkça daha da belli ediyordu. Sakin bir ses tonuyla “İyiyim sen” dedi Zeynep. Ali “Ben de iyiyim teşekkür ederim. Babam bugün sizi ailecek yemeğe davet etti.” dedi. Zeynep’in aklına Ali ile aynı masada nasıl yemek yiyeceği geldi. Onun yanında çok heyecanlanıyordu. Eli ayağına dolaşıyordu sanki. Zeynep bir süre bekledikten sonra “Aileme sormam lazım.” deyip ayaklanıverdi. Ailesine sorup bir saat içinde cevap vereceğini söyledi Ali’ye. Tam gidecekken bir anda duraksadı. ‘Bir saat sonra beni burada bekle, mutlaka geleceğim” dedikten sonra Ali’nin yanağına bir öpücük kondurup hızla koşmaya başladı. Ne yapmıştı Zeynep? Kendine engel olamamıştı. O an yerin dibine girmek istedi. Koşmaya devam ediyordu. Hızını arttırdıkça başına daha sert bir ağrı giriyordu sanki. Gözlerinden yaşlar dökülüyordu. Ali bu öpücüğe tepki vermemişti. Bir daha Ali’nin yüzüne nasıl bakacaktı. Bir saat sonra oraya gittiğinde nasıl konuşacaktı.
Zeynep bir an durdu ve nefes nefese kaldı. Dinlenmek için yakınında duran banka oturmuştu ki evlerinin önüne geldiğini fark etti. O heyecan ve stresle evlerine kadar hızla koştuğunu fark etmemişti. İyice soluklandıktan sonra cebinden çıkardığı evin anahtarıyla kapıyı açtı. Ev sessizdi. “Anne” diye seslendi Zeynep. Ses yoktu. Nerede olabilirdi annesi? Annesini evde bulamadığı için daha çok heyecanlanmıştı. Yemeğe gidip gidemeyeceklerinin cevabını öğrenmek için sabırsızlanıyordu ki kapı açıldı. Gelen annesi olmalıydı. Heyecanla kapıya yöneldi ve annesine baktı. Bir çırpıda Alilerin onları yemeğe davet ettiklerini söyledi. Annesi bu davet karşısında şaşırmıştı. Gidebileceklerini ama önce babasına sormaları gerektiğini söyledi. Zeynep’in heyecanı git gide daha çok artıyordu. Babasını aramayı düşündü ancak annesine heyecanını çok belli etmek istemiyordu. Babasının gelmesine az bir zaman kalmıştı. Sakin olması gerektiğini düşündü. Az daha sabretse babası gelecekti nasıl olsa. Babası gelene dek kitap okumaya karar verdi. Okuduğu kitaptaki ana karakterlerin yerine yıllardır aşık olduğu Ali ve kendini koymuştu. Bu durum onu çok mutlu etmişti. Ali ile ilgili hayal kurmak bile onu aşırı mutlu ediyordu. O gerçekten aşık olmuştu. Nihayet babası eve gelmişti. Bir hışımla babasının yanına giden Zeynep aynı annesine sorduğu gibi babasına da heyecanını belli ederek sorusunu yinelemişti. Babası kızının bu derece heyecanlı olmasına anlam verememiş ancak yemek davetini kabul etmişti. Bu haberi alan Zeynep hiç vakit kaybetmeden evden koşarak çıktı. Ali bıraktığı yerde yoktu. Gözleri Ali’yi aramıştı onu göremeyince içinde tuhaf duygular hissetti. Sahi böyle miydi aşk? Onu göremeyince huzursuzluk mu kaplardı insanın içini? Böyle derin düşüncelere dalmıştı ki Ali çıkageldi. O da şaşırmış görünüyordu. Zeynep’in bir saat önce ona karşı olan davranışına anlam verememiş gibiydi hala. Zeynep yemeğe geleceklerini büyük bir coşkuyla Ali’ye de söylemişti. Ali mutlu olmuştu bu habere. Eve gidip annesine haber vermeliydi.
Ve akşam olmuştu artık. Zeynep çok özenmişti. Saçlarını büyük bir özenle tarayıp iki yandan örmüş, güzel kokular sürmüştü. Alilere gitmek için yola çıkmışlardı. Başlarına geleceklerinden bi haberdi zavallı aile. Nihai sona yaklaştıklarının farkında değillerdi. Bilseler o yola çıkarlar mıydı hiç? Asla… Zeynep’in babası direksiyon hakimiyetini kaybetmiş ve karşıdan gelen bir araçla çarpışmışlardı. Ne yazık ki üç kişilik aileden kimse canlı çıkamamıştı o otomobilden… Ama Alilere gidebilmiş olsalardı Zeynep’in gerçek ailesinin Ali’nin ailesi olduğunu ve Zeynep’in çok küçükken çocuk esirgeme kurumundan Zeynep’in ailesinin onu aldığını öğreneceklerdi. Yani senelerden beri derin duygular beslediği Ali aslında Zeynep’in kardeşiydi. Bu gerçeği öğrenmektense Zeynep’in ölmesi daha mı iyi olmuştu yoksa? Bunu bir düşünmeli…
Kaleminize sağlık o kadar güzel kiiiii❤️?
Çok vurucu bir son olmuş baya düşündüm elinize sağlık ??