Benden

hiç hayırlı olsunu olmayan

Keşke

Keşke biraz da sen anlatsan, ben en çok dinlemeyi severim. Hadi yazma da neyse ama konuşma sıkıntılı bende. Mesela karşımdakine bi meramımı anlatıcam tamam mı, hani normalin üstü bir mesele bu diyelim. Kafamda beliriyor o mesele. Sonra anlatmaya başlayınca, kafamın içinde sanki anlatan beni, atlı kovalıyor gibi hissediyorum ve habire kaçıyorum. Tabi reel dünyada da onu tezahürü şöyle oluyor; sözcüklerin devrikliği, anlatım bozukluğu, kafamın içinde kaçarken arkama baktığım için o esnadan yutulan söz öbekleri gibii gibi. Gerçek hayatta da yazarak anlaşsak keşke. Ben diyorum zaten eski zaman insanıyım aman yarabbi ne olurdu birbirimizden aylarca mektup bekleseydik. Şimdi whatsapptan bir mesaj gelince irkiliyorum. Gerçekten. Hemen mi cevap vermem lazım? Ya da o an gerçekten çok kötüyüm ama gelen medajdaki içtenliğe de donuk cevap olmaz ya, sahte içtenlikli cevaplar. Ve tabi emoji. Yav benim ruhum bi kuyunun dibindeyken; gelen ‘gülücük’lü mesaja neden mukabele etmeye zorlanmış hissediyorum kendimi? Bunlar hep Msn’in suçu mudur? Off titreşimini özlediğim nerelerdesin.
Bir twittera gittim geldim, bak ne yazmışlar; herkese hayırlı olsun deyip kendisinin hiç hayırlı olsunu olmayan durağan yaşamlı o kişi.

Ooof of tükiriyim msn’ine afedersin. Annem bugün iyi değil, elimde dua etmekten başka hiçbir şey olmayarak yanında inlemelerini dinliyorum. İşte böyle bi an oluyo boomboş şeylerde yerlerde oluyosun kafa olarak sonra zank diye dönüyosun gerçek hayata. Hastalığın arkasındaki hikmetleri görüyoruz görmeye çalışıyoruz çok şükür ama ama işte. İnsan rahata müptela. Hep iyilik istiyoruz yaradılışımız gereği. Ama yanlış yerde, burası esas meskenimiz olmadığı misafirliğimiz olduğu halde burada hep en güzel hali istiyoruz arıyoruz. Halbuki burada bize bu vaad edilmedi. Asıl vaad edilen yere adanmak zor vesselam.
İşte nerdeeen nereye geldik di mi?

Sevgili günlük, günler geçiyor da geçiyor. Ben şu ‘hiç hayırlı olsunu olmayan durağan yaşamlı o kişi’de takılı kaldım. O kadar da O’ndan hep hayırlısını isterim ayrıntılara da giremem ama halimiz ortada. Allahualem bu da bizim hayırlı halimizdir o hayrı kaldırdığımız da necedir halimiz kimbilir. Bi de meşhur şey var ‘bu bi de benim anne duası almış halim’ ya bu his birlikteliğini ne yapacağız? Bambaşka bir hayat yaşayıp baambaşka insanların söyledikleri sözlere evet evet işte bu buydu hissedip, ifade edemediğim diyorum. ‘En büyük nasipsizlik, nasip sana isabet edebilecekken kendi ördüğün duvarlara çarpıp geri döndüğünden bile bihaber olmaktır, kanaatimce.’ gibi.
Önce hayırlar, sonra onları idrak edebilmek, yani kısaca ‘gönlümüzdeki hakkımızda hayırlı, hakkımızdaki gönlümüze razı olsun’ be günlük.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir