Boş Dünya Dolu Kalp
Sırtında dünyaları taşıyormuşsun hissi mi var? Peki söyle bana boş olanı taşımak neye yarar? İlla yük alacaksan sırtına uğruna değer bir şeyleri taşıman gerekmez mi?
Babana sarılışını, anneni öpüşünü, yavrunu koklayışını, sevdiğine bakışını al sırtına mesela. Zaten hissetmeyeceksin bile ağırlığını. Ne demeye sırtına dostun kazığını, arkadaşın satışını, başlamadan biten batışını alırsın ki? Yaptığın bu olunca yıkılman normal değil mi? Nasıl taşısın o güvence görmemiş sırt bunca yükü?
Güvencem ne olmalı, bu sırt nereye dayanmalı mı diyorsun yoksa? Cevap çok basit, ne ararsan kendinde ara. Hatayı da vahayı da, hüznü de tebessümü de, acıyı da tatlıyı da, nefreti de aşkı da… Da, da, da! Bu da’lar uzayıp gider. Sen yeter ki da’nın değil dağın zirvesine ulaş.
Çık bak bakalım o dağın tepesinden. Neymiş seni oraya ulaştıran? Hangi çirkin sanılan güzelliklermiş seni bahara kavuşturan? Hepsini iyice göresin. Göresin ki inmeyi de bilesin.
Demem o ki vesselam; güvencen kendi benliğin, her şeye rağmen temiz kalmayı başarabilmiş kalbin olsun. Bırak dünya sana değil senin bu temiz kalbin dünyaya dert olsun.
Kaleminize sağlık:)
Çok teşekkür ederim.Sizin de bakıp gören gözlerinize sağlık ?