Benden

Benden Kendime

Bu benim için bir milat, senin adın İmdat; günlük.

İnanamıyorum. Kendime yazıcak bir günlük mecrası çıktı bir anda karşıma. Yani bilemezsin seni ne zamandır bekliyorum? Ya da şeyi de bilemezsin evdeki herhangi bir kağıda yazıp, daha sonra ölüceğimi düşünüp, o yazıları okuyup üzülecekler şimdi diye öldükten sonra dahi onların benim onlar hakkındaki düşüncelerimi okuyup üzülmelerini istemememi, bilemezsin. Mesela ölsem tarayıcı geçmişimde buraya bi’ uğrarlar. Aaa defter bakmış kendine derler çıkarlar. Oh, mis.

Gel gelelim bu güne. Sondan başlıyım sevgili günlük, az önce ekmeğimize dua ettim. Evet bu iyileştiğimin işareti. Bu çok güzel. Hem de dedim ki aaa bak unuttum güzel duamı görüyor musun? Neyse işte biz onu yediğimizde ekmeklik mertebesinden insan mertebesine geçicek. Belki saçımın bir ucu olucak belki tırnağımın belki -artık uzamasın lütfen- uzayacak bedenimde bir deri hücresi. Neyse işte dedim ki ben de inşallah seni hayırda kullanırım. Hani zayi etmem umarım dedim. Bakacağız.

Üff bin yıldır ekmek makinasında yapıyoruz ekmeğimizi. O çarşı ekmeği denilen beyaz toz bulutundan hallicedir tabii ama dışarıdan aldığımız market unu, yağı, şekeriyle sağlıklı mı oluyor bu şimdi? Sanmıyorum, babam kendi vicdan tesellisi için kepek almış, bir kaşık koyduk ya? Off biz varya süperiz aşırı iyiyiz ekmeğini kendi yapmayan insanlara oturup da acımalıyız.

Babama çıkan yollar hep böyle mi olucak günlük? Neyse aşacağız bunları du bakalım.

Öyle işte bi’ de O’nun nişanlısına, daha nişanlanmadılar bir ay var bir ay var bir ay var bir ay var bir ay var. Hırka örüp hediye edicekmiş annem, bilirsin nişan bohçası işleri. NEYSE GÜNLÜK ONUN NİŞANLISININ HIRKA RENGİNİ BEĞENDİM. Yani boşlukta süzülüyor gibiyim. Nasıl iş bu ya? Kafamın bir ucunda Cem Adrian’dan Kül çalıyor. Bi yanında kainatta abes iş yoktur. Her şey ya bizzat güzeldir, ya neticeleri itibariyle güzeldir, cümleleri. Bu nasıl çatışma yarabbelaleminim? Nedir benim bu sınavdan öğrenmem gereken nedir öğrenmemi istediğin?

Hafıza ağırlık yapan hatıraları siliyor yavaş yavaş. Annemin hastalığının süreci gidiyor yavaş yavaş. Geçen biriyle konuşurken ‘Aranızda hiç ambulansa binen var mı’ dedi. ‘Yok canım ne alaka’dedim. Böyle saatler sonra çaktım. Ulan sen binmedin mi o tıkış pıkış yere? Unutuyorum unutmak da istiyorum sevgili günlük. Diyeceğim o ki bugünleri de unutacağım değil mi? Ama akrabayken çok zor çok. Unuttum her şey çok güzel diyorum hoop bir haberi geliyor. Bu neymiş arkadaş.

Birine doğum haritama baktırdım. Böyle dedi ki hayatının en zor yıllarından biri olmalı dedi. Şaştım kaldım. Satürn döngüsü oluyormuş. Ölüm gibi bir şey oluyormuş ama kimse ölmüyormuş anlıyacağın. İnsan olgunlaşıp çıkıyormuş oradan. Ben olgunlaşmak istemiyorum günlük?

Hastalık imtihanını okuyabiliyordum. Allah da diyor zaten sabır içinde şükredin. Bana verdiği belli benden istediği belli. Peki şimdi? Ben daha içimdeki duygunun ne olduğunu anlamamışken ulan sevgimi yaşayamaşken ne ara kahır aşamasına geçtim ben? Ama günlük ben geçen zamanda o sevgi noktasını içimde farkında olmadan büyüte yeşerte dünyalar kadar yapmışım. Şimdi benim elimde sahipsiz bir dünya kaldı günlük.. Nasıl ya o kızı nasıl sevebilir? Şuan birlikte yaşayacakalrı eve mobilya bakıyorlar inanabiliyor musun? Ve ben bir ay sonra nişanlarına gidip Bihter gibi en mutlu gülümsememle onların mutluluğunu alkışlayacağım. Artık Allahım ne olur bir şey olsun da gitmiyeyim o nişana diye duaları da bıraktım. Ne olan olsun. Belki içimdeki dünyayı küçültmeye yardımcı olur nişan kurdalesinin makası.

Haha. Annem örgü modelini gösterdi de tam şu an tam şu an. Vay anasını sayın seyirciler ya. Bi afalladım ne diyelim, haa diyemiyorum ama. Geçen annnesiyle konuşuyordum ah canım ciğerimdi o benim. Şimdi o kadına da ne hissediceğimi şaşırdım. Sanki bana büyük bir kötülük yapmış gibi bir his. Neyse telefonda Allah tamamına erdirsin diyemedim. Nasıl söyliyim yahu hala içimde bir yerde bir iğne ucu kadar bile leş bir umut taşırken. Oyy dağlar.

Neyse ben gideyim kendime yeni tutunacak dallar bulma aşamasındayım. Geçicek biliyorsun değil mi? İnsanlar evleniyorda eşlerini kaybediyor, bu hissettiklerin ne ki? Geçicek.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir