Benden

Alışmak Mümkün Alışmaya

 Alışmak… İçerisinde tezat mânâları barındıran, katmanlı bir kelime. Güzele, iyiye, refaha alışmak her ne kadar kolaysa insan için dertlere, sıkıntılara alışmak da bir o kadar zorlu bir süreçtir. Lâkin yine aynı hislere, davranışlara sahip insan; kendine vurmuş olan dalgaların acımasızlığına, katılığına da alışır zamanla. Alışmak öyle bir kelimedir ki ona bağlanan insan bir fasit dairenin içinde kaybeder kendini ya da bulur aradığını hiç kaybetmemecesine. İnsanın bu değişmez sürecini günlük hayatımızda çok sık yaşadığımız bir duruma benzetirim her seferinde. Hani ışığa çok uzun bir müddet bakar da gözleri kamaşır, neredeyse etrafında olan biten hiçbir şeyi göremez hale gelir ya insan. İşte ışıktır bizleri huzurla karşılayan, emniyetli hissettiren. İnsanoğlu bu ışığa mı doğmuştur da onun huzmesinde saltanat sürüp devredecektir hayatını? Ardından karanlık kucaklar onu görünmez dallarıyla. Ürperten, siyahtan da koyu bir karanlık. Fakat insan nereye çevirse yönünü, az önce gözlerini kamaştıran ışık kümesiyle karşılaşır. Çünkü insan için alıştığı şeylerden kopmak, bir parçasını geride komak demektir, eksik bırakmaktır kendini. Ondandır; hayatımızı düzene koymak istediğimizde, kişisel gelişimimize faydası dokunacak alışkanlıkları içselleştirmekte güçlük çekmemiz. Yahut müptelası olduğumuz kötü davranışlarımızı sanki bizim değillermiş gibi silkelemek üstümüzden. Gel zaman git zaman insan ilk başta içinde bocaladığı karanlığın kendini yutmadığını da anlar. Çünkü alışmak dairesinde dönendir insanoğlu. Nereye varsa başladığı yerdedir. Nerede değilse aslında oradadır. Nitekim öğrenir dertleriyle yaşamayı insan. Aynı zamanda yüreğindeki umut kuşunu da bırakmadan. Çünkü ışık göz açıp kapayıncaya kadar yakın mesafededir, kendisi karanlıkta dahi olsa. Böylece insan huzura da sıkıntıya da alışmanın en mümkün devirlerden olduğunu anlar, zorluklarının da mevcut olduğunu adı gibi bilmesine karşın. 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir